TBMM Adalet Komisyonundan geçen teklifle, İcra ve İflas Kanunu’nda değişiklik yapılacak. Buna göre, elektronik ortamda açık artırma suretiyle satışta teklifler arasındaki fark, satışa çıkarılan malın muhammen kıymetinin binde beşinden ve her halde 1000 Türk lirasından az olamayacak.
Açık artırma süresinin son 10 dakikası içinde yeni bir teklifin verilmesi halinde açık artırma 3 dakika uzatılacak. Uzama süresi içinde yeni bir teklif verilmesi halinde açık artırma süresi her yeni teklifin verilmesinden itibaren 3 dakika uzatılacak. Son uzama süresi içinde yeni bir teklif verilmezse mal en yüksek teklif verene ihale edilecek. Uzama sürelerinin toplamı bir saati geçemeyecek. Bir saatlik süre Adalet Bakanlığının kararıyla kısaltılabilecek, uzatılabilecek veya kaldırılabilecek ve bu kararlar Bakanlığın resmi internet sitesinde duyurulacak.
Aynı Kanunu’nun Ek 1’inci maddesindeki düzenlemeyle de parasal sınırlarda yeniden değerleme oranında artırma yapılması sonucunda belirlenen sınırların 10 Türk lirasını aşmayan kısımlarının dikkate alınmayacağı hükmü, 1000 Türk lirasını aşmayan kısımların dikkate alınmayacağı şeklinde değiştirilecek. Yeniden değerleme sonucu belirlenen parasal rakamın 1000 lirayı geçmeyen küsuratı dikkate alınmayacak.
İstinaf ve temyiz kanun yoluna başvuruda esas alınan parasal sınırda yeniden değerleme nedeniyle meydana gelen artış, bölge adliye mahkemesinin kaldırma veya Yargıtay’ın bozma kararları üzerine yeniden verilen kararlar hakkında uygulanmayacak, ilk karar tarihinde geçerli olan parasal sınırlar esas alınacak.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda Avukatlık Kanunu’nda değişiklik yapılacak. Adli yardım ödeneğinin barolar arasındaki dağıtımında, birden fazla baronun bulunduğu illerde, her 5 bin nüfus için tespit edilecek toplam puanın yüzde 30’u o ilde bulunan barolar arasında eşit olarak, kalanı ise o ilde levhaya kayıtlı toplam avukat sayısına bölündükten sonra elde edilen rakamın her baronun üye sayısına çarpımı sonucu elde edilecek puana göre dağıtılacak.
Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı ve İdari Yargı Ön Sınavı’nda soru sorulacak alanlar arasına “milletlerarası hukuk”, “milletlerarası özel hukuk”, “genel kamu hukuku ve sosyal güvenlik hukuku” eklenecek. İhtiyaç duyulması halinde bu alanlara, yönetmelikle yeni hukuk alanları eklenebilecek.
Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı ve İdari Yargı Ön Sınavı’nda soru sayısı 100’den 120’ye çıkarılacak. Sınavlara yeni alanların eklenmesi ve sınavların yapılma şekli ile sınavlara ilişkin diğer hususlar Hakimler ve Savcılar Kurulu, Yükseköğretim Kurulu, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı, Türkiye Barolar Birliği ve Türkiye Noterler Birliğinin görüşü alınarak Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenecek.
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun tek hakimle çözümlenecek davalara ilişkin 7’nci maddesindeki parasal sınırlar; her yıl, bir önceki yıla ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298’inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında, takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırılmak suretiyle uygulanacak. Tek hakimle çözümlenecek davaların belirlenmesinde dava tarihindeki, miktar artırımı yapılan hallerde ise artırımın yapıldığı tarihteki parasal sınır esas alınacak.
İdari Yargılama Usulü Kanunu’ndaki değişiklikler
İdari Yargılama Usulü Kanunu’ndaki değişikliğe göre de konusu 31 bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olacak, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamayacak.
Aynı kanundaki değişiklikle, konusu 920 bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davalar, konusu 270 bin Türk lirasını aşıp 920 bin Türk lirasını aşmayan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan ve istinaf kanun yolu incelemesinde kaldırma kararı üzerine yeniden karar verilen davalar temyiz edilebilecek.
İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda öngörülen parasal sınırlar; her yıl, bir önceki yıla ilişkin olarak Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298’inci maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında, takvim yılı başından geçerli olmak üzere artırılmak suretiyle uygulanacak. Bu şekilde belirlenen sınırların 1000 Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmayacak.
Duruşma yapılmasının zorunlu olduğu davaların belirlenmesinde davanın açıldığı; istinaf veya temyiz yoluna başvurulabilecek kararların belirlenmesinde ise ilk derece mahkemesi veya bölge idare mahkemesince nihai kararın verildiği tarihteki parasal sınır esas alınacak. Ancak nihai karar tarihinden sonra parasal sınırlarda meydana gelen artış, bölge idare mahkemesinin kaldırma veya Danıştay’ın bozma kararı üzerine yeniden bakılan davalarda uygulanmayacak.
Hakim ve Savcı Yardımcılığı Mülakatı’na çağrılacak aday sayısı değişiyor
Hakim ve Savcı Yardımcılığı Sınavı’nda soru sorulacak alanlar arasına, milletlerarası hukuk ve milletlerarası özel hukuk eklenecek. İdari Yargı Hakim Yardımcılığı Sınavı’nda ticari işletme-şirketler hukuku alanından da soru sorulabilecek.
Hakim ve Savcı Yardımcılığı mülakatına çağrılacak aday sayısında değişiklik yapılacak. Mevcut kanun hükmüne göre iki katı fazlası çağrılırken düzenlemeyle ilan edilen kadro sayısının bir katı fazlası aday mülakata çağrılacak.
Hakimler ve Savcılar Kanunu’ndaki diğer bir değişiklikle Adalet Müfettişlerinin görev ve yetkileri belirlenecek.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda, Yargıtay Birinci Başkanı, Danıştay Başkanı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Danıştay Başsavcısı, Yargıtay Birinci başkanvekilleri, Danıştay başkanvekilleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekili, Yargıtay ve Danıştay daire başkanları, Yargıtay ve Danıştay üyeleri, Adalet Bakanlığı Müsteşarı, birinci sınıf hakim ve savcılar, birinci sınıfa ayrılmış hakim ve savcılar ve diğer hakim ve savcılara “15.000” gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda aylık ek tazminat ödenecek.
Yediemin otoparklarında sahiplerince teslim alınmayan araçların satışı
Karayolları Trafik Kanunu’ndaki değişiklikle buluntu olması nedeniyle veya kanun hükümleri gereğince trafikten men edilerek alıkonulan ve sahipleri tarafından 6 ay içinde teslim alınmayan veya aranmayan yediemin otoparklarındaki araçların satış usulü yeniden belirlenecek. Bu durumdaki araçların sicilinde bulunan satılamaz, devredilemez, haciz, ihtiyati haciz, rehin gibi şerhler için ilgili kurumlara, bu araçların satılacağı hususu bildirilecek ve satış işlemlerine başlanacak, araçların üzerinde bulunan tüm şerhler ayrıca bir işleme gerek olmaksızın, satış tarihinden itibaren kalkmış sayılacak varsa tescil kayıtları buna göre düzeltilecek.
İşlem yapılacak aracın tanıtımına yarayan şasi veya motor seri numaralarının bulunmaması veya düşmüş olması ya da tamir veya tadil gibi nedenlerle silinmiş yahut tahrip edilmiş olması durumunda bu eksiklikler satış işlemini gerçekleştirecek kurum tarafından ilgili mevzuat kapsamında tamamlanarak araç satışa hazır hale getirilecek. Aracın tescil kaydındaki haciz, ihtiyati haciz, rehin gibi şerhler satış sonrasında satış bedeli üzerinde devam edecek. Satış konusu aracın vergi, ceza veya prim gibi borçları, satıştan önceki sahibine ait olup mülkiyet ilgiliye tüm borç ve yüklerinden ari olarak geçecek.
Satış kapsamında dosyaya ödenen tutardan; sırasıyla muhafaza ve satış için yapılan giderler, aracın tanıtımına yarayan numaraların tespitine ve tamamlanmasına dair giderler ve vergi, resim veya harç gibi malın aynından kaynaklanan alacaklar ödendikten sonra kalan tutarın tüm alacaklıların alacağını karşılaması halinde hak sahiplerine Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ve İcra ve İflas Kanunu hükümleri çerçevesinde dağıtılacak ve bakiye bir tutar bulunması halinde bu tutar, muhafaza edilecek, kamu bankalarında nemalandırılacak ve satıldığı tarihten itibaren 5 yıl içinde müracaat halinde nemalarıyla birlikte hak sahiplerine ödenecek. Beş yıl içinde herhangi bir müracaatın olmaması halinde söz konusu bedeller Hazine’ye irat kaydedilecek.
Satış kapsamında dosyaya ödenen tutardan; sırasıyla muhafaza ve satış için yapılan giderler, aracın tanıtımına yarayan numaraların tespitine ve tamamlanmasına dair giderler ve vergi, resim veya harç gibi malın aynından kaynaklanan alacaklar ödendikten sonra kalan tutar, tüm alacaklıların alacağını karşılamazsa sıra cetveli yapılmak üzere ilgili kuruma gönderilecek.
Teklifle, Kamulaştırma Kanunu’na madde eklenecek. Buna göre de mülga 6830 sayılı İstimlak Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 8 Ekim 1956 tarihine kadar, kamulaştırma işlemlerine dayanmaksızın kamulaştırma kanunlarının amacına uygun olarak fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olan taşınmazlar, ilgili kamu kurum ve kuruluşları adına tahsis tarihinde kamulaştırılmış sayılacak.
Taşınmazda kamu hizmetinin nitelik ve amacına uygun şekilde tesis veya yapının inşa edilmiş olması, bu Kanunun uygulanması bakımından fiilen tahsis kabul edilecek.
Bu durumdaki taşınmazlardan tapuda kayıtlı olanların kayıt sahipleri veya mirasçıları; tapuda kayıtlı olmayan taşınmazların zilyetleri ya da mirasçıları tahsis tarihi itibarıyla zilyetlikle iktisap şartlarının gerçekleşmiş ve fiili tahsis tarihinden itibaren 10 yıl geçmemiş olması koşuluyla, iptal edilen 221 sayılı Kanun’un belirlediği süre içinde sadece taşınmazın fiili tahsis tarihindeki rayiç bedelini isteyebilecek.
Bu madde kapsamındaki taşınmazlar hakkında 12 Ocak 1963 tarihine kadar açılmış ve kanun yolu incelemesinde olanlar dahil görülmekte olan bedel davalarında bu madde hükümleri uygulanacak.
Birinci fıkraya göre kamulaştırılmış sayılan taşınmazlar hakkında 12 Ocak 1963 tarihinden sonra bu taşınmazlara bağlı olarak bedel dahil ileri sürülen talepler kabul edilmeyecek. Bu hüküm, 12 Ocak 1963 tarihinden sonra açılmış ve kanun yolu incelemesinde olanlar dahil görülmekte olan davalar hakkında da uygulanacak.
Bu madde kapsamında açılan ve görülmekte olan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri maktu olarak belirlenecek.
Kamulaştırılmış sayılan taşınmazlar, tapuda kayıtlı ise ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının talebi üzerine açılacak dava ile ilgili idare adına tescil edilecek. Tapu kaydı olmayan taşınmazlar, tahsisin mahiyeti bakımından tescile tabi ise ilgili idare adına kayıt tesis olunacak. Bu işlemler harca tabi olmayacak.
Teklifle, Anayasa Mahkemesinin “kadının soyadına” ilişkin iptal kararı doğrultusunda, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlemeye gidilecek. Bu değişikliğe göre kadın, evlenmekle kocasının soyadını alacak. Kadın, evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilecek. Kadının soyadı, kendi soyadı ile önceki kocasının soyadından oluşuyorsa kadın bu soyadlarından sadece birisini evleneceği kocasının soyadının önünde kullanabilecek.
Sesli, yazılı veya görüntülü iletiyle hakaret suçu uzlaştırma kapsamından çıkarılarak önödeme kapsamına alınacak.
TBMM Adalet Komisyonunda kabul edilen, kamuoyunda “9. Yargı Paketi” olarak bilinen Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Anayasa Mahkemesinin iptal kararları doğrultusunda Türk Medeni Kanunu’nda bazı düzenlemelere gidilecek.
Buna göre, koca, ana veya çocuk, soybağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilecek. Bu dava, dava açma hakkına sahip diğer kişilere karşı açılacak.
Ana doğumdan, çocuk ise ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde dava açmak zorunda olacak.
Dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hallerinde baba olduğunu iddia eden kişi, kocanın altsoyu, anası veya babası, doğumu ve kocanın ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabilecek.
Ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin nüfus kaydına, birlikte evlat edinmede ana ve baba adı olarak evlat edinen eşlerin adları; tek başına evlat edinmede ise ana veya baba adı olarak evlat edinenin adı yazılacak. Evlat edinilen diğer kişiler hakkında, talepleri halinde bu hüküm uygulanacak.
Teklifle, Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’a madde eklenecek. Buna göre, istinaf incelemesi için dosya kendisine gönderilen ilgili hukuk dairesi, bir ay içinde yapacağı ön inceleme sonucunda iş bölümü bakımından kendisini görevli görmez ise gerekçesiyle birlikte dosyayı görevli olduğu kanısına vardığı ilgili hukuk dairesine gönderecek. Bir aylık sürenin bitiminden sonra veya duruşma günü verilen dosya hakkında gönderme kararı verilemeyecek.
Hakaret suçunda ve uzlaştırmada yeni düzenlemeler
Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan hakaret suçu bakımından şikayet süresi, her ne suretle olursa olsun fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren iki yılı geçemeyecek.
Sesli, yazılı veya görüntülü iletiyle hakaret suçu, uzlaştırma kapsamından çıkarılarak önödeme kapsamına alınacak.
Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar gören, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren 7 gün içinde kararını bildirmediği takdirde, teklifi reddetmiş sayılacak.
Uzlaşmanın sağlanması halinde, uzlaşma anında tespit edilemeyen veya uzlaşmadan sonra ortaya çıkan zararlar hariç, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacak.
Uzlaştırmacı olmak için hukuk mezunu olma şartı getirilecek. Uzlaştırmacılar, hukuk fakültesi mezunlarının yer aldığı, Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen uzlaştırmacı listelerinden görevlendirilecek.
Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini defaten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verecek. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde durma kararı verilecek. Durma süresince zamanaşımı işlemeyecek. Uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkemece yargılamaya kaldığı yerden devam olunacak.
Teklifle, Çocuk Koruma Kanunu’nda değişiklik yapılacak. Buna göre, sosyal çalışma görevlileri, mahkemeler yerine Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüklerine atanacak.
Vakıflar Genel Müdürlüğü ve mazbut vakıflara ait taşınmazlarla ilgili işlemler nedeniyle değerli kağıt ve işlem bedeli alınmayacak, kamu kurum ve kuruşlarına herhangi bir katılım payı ödenmeyecek.
Vakıflar Genel Müdürlüğü, Harçlar Kanunu’nda sayılan yargı harçlarından muaf olacak. Genel Müdürlüğün dava, icra takibi ve geçici hukuki koruma tedbirleri gibi her türlü dava ve işte teminat gösterme zorunluluğu olmayacak. Bu hüküm, Genel Müdürlüğün idare ve temsil ettiği mazbut vakıflar adına taraf olduğu dava, icra takibi ve geçici hukuki koruma tedbirleri gibi her türlü dava ve iş hakkında da uygulanacak.
Vakıf kültür varlıklarının restorasyon veya onarım karşılığı kiralama işlemlerine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenecek.
Anayasa Mahkemesinin, bazı Cumhurbaşkanlığı kararnamelerini iptal etmesi dolayısıyla Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) ile Anayasa Mahkemesi kadrolarına ilişkin düzenlemeler yapılacak.
Teklifle, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ndaki parasal sınırlarla ilgili düzenlemelere gidilecek. Buna göre parasal sınırlar her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacak. Bu şekilde belirlenen sınırların bin Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmayacak.
İstinaf ve temyiz kanun yoluna başvuruda esas alınan parasal sınırda yeniden değerleme nedeniyle meydana gelen artış, bölge adliye mahkemesinin kaldırma veya Yargıtay’ın bozma kararları üzerine yeniden verilen kararlar hakkında uygulanmayacak, ilk karar tarihinde geçerli olan parasal sınırlar esas alınacak.
Arabuluculuk düzenlemeleri
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nda öngörülen değişikliğe göre, anlaşma belgesinin taraflarından biri, icra edilebilirlik şerhi verilmesinden sonra tapu müdürlüğünden tescil talebinde bulunabilecek. Tapu müdürlüğünce taşınmaza ilişkin mevzuatta öngörülen gerekli inceleme ve değerlendirme yapıldıktan sonra resmi senet düzenlenmeksizin tescil talebi yerine getirilecek.
Ayrıca taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilecek ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile karşı tarafın ödemekle yükümlü olduğu yargılama giderlerinin yarısından sorumlu tutulacak. Ayrıca bu taraf lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen vekalet ücretinin yarısına hükmedilecek.
Arabuluculuk eğitimini tamamlayan ve mesleğinde 20 yıl kıdeme sahip olanlar, yazılı sınava girmeden arabuluculuk siciline kayıt olabilecek.
TMSF’nin kayyum olarak atanması
Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama, silahlı örgüt, silahlı örgüte silah sağlama, terörizmin finansmanı suçlarının işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde şirketlere veya malvarlığı değerlerine kayyum atanmasına karar verildiği takdirde, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 5 yıl süreyle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyum olarak atanabilecek.
Bu halde kayyumluk hak ve yetkileri bakımından Bankacılık Kanunu’nda TMSF’ye verilen hak ve yetkiler kıyasen uygulanacak. Şirketlerin genel kurul yetkileri, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın TMSF tarafından kullanılacak. Bu şirketler veya malvarlığı değerleri TMSF’nin gözetiminde, TMSF’nin atadığı yöneticiler tarafından ticari teamüllere uygun olarak ve basiretli bir tacir gibi yönetilecek.
Bu şirketlerin veya malvarlığı değerlerinin mali durumu, ortaklık yapısı, piyasa koşulları veya diğer sorunları nedeniyle şirketin veya varlıklarının ya da malvarlığı değerlerinin kısmen veya tamamen satılmasına veya feshi ile tasfiyesine TMSF tarafından karar verilebilecek. Satış ve tasfiye işlemleri, ilgili şirketin yönetim/müdürler kurulu veya malvarlığı değerleri, kayyum temsilcileri ya da TMSF tarafından yerine getirilecek.
Satış ve tasfiye işlemlerinde, azınlık hisselerinin sahiplerinin rızası aranmayacak. Satıştan elde edilen gelirden şirket veya malvarlığı değerlerinin borçları ödendikten sonra kalan tutar, şirket veya malvarlığı değerlerinin işlerinde kullanılabilecek.
Fesih ve tasfiye işlemleri sonunda borçlar ödendikten sonra kalan tutar, yargılamanın kesin hükümle sonuçlandırılmasına kadar açılan bir hesapta nemalandırılacak. Şirketlerin tasfiye işlemlerini yürütmek üzere TMSF Kurulu tarafından görevlendirilen tasfiye komisyonu, adli işlemler veya davalar bakımından taraf ehliyetine sahip olacak.
Kayyumluk görevi TMSF tarafından yürütülen şirketler, açtıkları davalarda harçtan muaf olacak. TMSF’nin kayyum olarak atanmasına karar verilen şirket, taşınmaz, hak, varlık ve alacaklar hakkında Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 128’inci maddesi uyarınca verilen el koyma ve tedbir kararları, kayyum yetkisinin TMSF’ye devriyle birlikte kendiliğinden kalkacak.
TMSF’nin kayyum olarak atandığı şirketleri veya malvarlığı değerlerini yönetmek ve temsil etmek üzere atananlar veya görevlendirilenler ya da atananlar tarafından temsil yetkisini haiz olmak üzere görevlendirilenler ile bu kapsamda yapılan işlemler hakkında, Bankacılık Kanunu’nun 127’nci maddesi uygulanacak.
TMSF’nin kayyumluk görevi kapsamındaki karar ve işlemlerine karşı açılan davalar, Fon’un merkezinin bulunduğu yer idare mahkemelerinde görülecek.
Komisyon Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Cüneyt Yüksel, teklifin kabul edilmesinin ardından yaptığı açıklamada, görüşmelerin yaklaşık 20 saat sürdüğünü belirtti.
Teklifin komisyon sürecinin verimli ve başarılı geçtiğini ifade eden Yüksel, komisyondaki görüş ayrılıklarına ilişkin hükümlerle ilgili AK Parti Grubunun, ilgili bakanlıklar ve diğer paydaşlarla gerekli etki analizlerini yapacağını bildirdi.
Yüksel, iktidar ve muhalefet partisi milletvekillerinin vereceği destekle Genel Kurulda teklifin kabul edileceğine inandığını dile getirdi.
GÜNDEM
12 Kasım 2024SPOR
12 Kasım 2024GÜNDEM
12 Kasım 2024SPOR
12 Kasım 2024SPOR
12 Kasım 2024GÜNDEM
12 Kasım 2024GÜNDEM
12 Kasım 2024